Danyal Aleyhisselam

Bismillahirrahmanirrahim

 

Danyal Aleyhisselamın Soyu:

Danyal b.Hızkıl’ül asgar, Peygamber oğullarından, Süleyman b.Dâvud Aleyhisselamın soyundandır.

Danyal Aleyhisselâmın Resul Olmayan Bir Nebi (Peygamber) Oluşu:

Hz. Ali, Danyal Aleyhisselâm hakkında: “O, Resul olmayan bir Nebî idi.” demiştir.

Danyal Aleyhisselâmın Esir Edilerek Babil’e Götürülüşü: 

Bâbil hükümdarı Buhtunnassar’ın, Beytülmakdis’i, yıkarak İsrail oğullarının çocukları arasından seçip kumandanlarına paylaştırdığı esir çocuklar arasında Danyal Aleyhisselâm da, bulunuyordu.

Danyal Aleyhisselâmla Üç Arkadaşının Zindana Atılışı: 

Bâbil halkı, Buhtunnassar’a baş vurarak;

“İsrail oğullarından esir edilen şu çocukları, bize vermeni, senden istemiştik.

Sen de, onları, bize vermiştin.

Vallahi, onlar, bizim yanımızda olalıdan beri, kadınlarımızın, bizi tanımadıklarını, onlarla ilgilendiklerini ve yüzlerini, onlara çevirdiklerini görüyoruz.

O çocukları, ya bizim aramızdan çıkar, al, ya da, onları, öldür!” dediler. Buhtunnassar:

“İçinizden, her kim, elindekini öldürmek isterse, öldürsün!” dedi.

Öldürülmek üzere çıkarılıp sağ bırakılmaları için, Allah’a, yalvarmaları üzerine, Buhtunnassar tarafından sağ bırakılan Danyal Aleyhisselâmla Hananya, Azarya ve Mişaye Bâbil Zindanına atılmışlardı.

O sırada, Buhtunnassar; bir rü’yâ görmüş, fakat, gördüğü rü’yada görüpte, kendisini şaşırtan şeyi unutmuştu.

Buhtunnassar, gördüğü rü’yadan, korkmuştu.

Sihirbazlarla Kâhinlerden, bunun, yorumunu sormuşsa da, onlar, yoramamışlardı.

Danyal Aleyhisselâm, arkadaşlarıyla birlikte zindanda bulundukları sırada, bunu, işitti.

Zindancı; Danyal Aleyhisselâmın hal ve gidişatındaki güzelliği ve doğruluğunu görüp hoşuna gitmekte ve kendisine sevgi göstermekte idi.

Danyal Aleyhisselâm, ona:

“Sen, bana bir iyilik yap: Sahibinizin katında aracı ol da, görmüş olduğu rü’yâyı, ona yorayım.” dedi.

Zindancı, gidip Danyal Aleyhisselâmın dileğini, Buhtunnassar’a haber verdi.

Bunun üzerine, Buhtunnassar, Peygamber oğullarından Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşını huzuruna çağırdı.

Buhtunnassar’ın önünde, ona, secde etmedikçe, hiç kimse duramazdı.

Fakat, Danyal Aleyhisselâm, onun önünde secde etmeksizin ayakta durdu.

Buhtunnassar, ona:

“Seni, bana, secdeden alıkoyan nedir?” diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm:

“Benim bir Rabb’im var ki, bana, ilim ve hikmet verdi.

Kendisinden başkasına secde etmememi de, bana, emretti.

Ben, kendisinden başkasına secde edersem, Onun, bana verdiği ilmi, benden çekip almasından ve beni, helak etmesinden korkarım!” dedi.

Buhtunnassar; Danyal Aleyhisselâmın verdiği cevaba hayret etti ve:

“Evet! Secde yapma! Sen, ahdine vefa etmekle, çok iyi etmiş ve sana verilen ilmin şerefini yükseltmiş, gözetmiş oluyorsun.” dedikten sonra:

“Sende, şu gördüğüm rü’yânın ilmi ve yorumu var mıdır?” diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm: “Evet!” dedi. Buhtunnassar:

“Görmüş olduğum rü’yâyı, sonra, bana isabet eden bir şeyden dolayı, unuttuğum, beni hayrette bırakan o şeyin ne olduğunu, bana, haber verinizi” dedi.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

“Sen, o rü’yâyı, bize haber ver de, biz, sana, onun yorumunu, haber verelim.” dediler.

Buhtunnassar:

“Ben, onu tanımıyorum.

Eğer, siz, bana, onu, onun yorumunu, haber vermezseniz, omuz kemiklerinizi, sökeceğim!” dedi.

Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşı, Buhtunnassar’ın huzurundan çıktılar.

Allah’a, dua ettiler. Tazarru ve niyazda bulundular.

Kendilerine, yardım etmesini, sorulan şeyin öğretilmesini, dilediler.

Yüce Allah da, onlara, sorulan şeyi öğretti.

Onlar, hemen Buhtunnassar’ın huzuruna vardılar. Ona:

“Sen, bir heykel görmüşsün!” dediler.

Buhtunnassar:

“Doğru söylediniz!” dedi.

Danyal Aleyhisselâm ve arkadaşları:

“O heykelin iki ayağı ve iki bacağı: seramikten,

İki dizi ve iki baldırı: bakırdan,

Karnı: Gümüşten,

Göğsü: Altından,

Başı ve boynu: Demirdendi!” dediler.

Buhtunnassar:

“Doğru söylediniz!” dedi.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

“Sen, onu, hayretle seyredip durduğun sırada, Allah, onun üzerine, gökten, bir kaya saldı da, onu, ufaltı verdi!

İşte, sana, rü’yânı unutturan da, bu idi.” dediler.

Buhtunnassar:

“Doğru söylediniz!” dedi ve:

“Peki, bu rü’yânın yorumu, nedir?” diye sordu.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

“Bu rü’yânın yorumu, şöyledir:

Sana, kralların kudret ve tasarruf durumları gösterilmiştir ki, onlardan, bazısının kudret ve tasarrufu, bazısından, daha gevşek ve yumuşaktı.

Bazısının, kudret ve tasarrufu, bazısından, daha güzeldi. Bazısının kudret ve tasarrufu da, bazısından, daha sert ve katı idi.

İlk kudret ve tasarruf: Seramik olup o, kudret ve tasarrufun en zayıfı ve gevşeğidir.

Sonra, onun üstünde bakır olup o, öncekinden daha üstün ve daha serttir. Sonra, bakırın üstünde gümüş olup o, bakırdan daha üstün ve daha güzeldir. Sonra, gümüşün üstünde altın olup o, gümüşten daha güzel ve daha üstündür.

En üstünde bulunan demir, senin kudret ve tasarrufundur ki, o, hükümdarların en katısı ve kendisinden önce olanların en kudretlisidir.

Senin görmüş olduğun ve üzerine, gökten Allah’ın salıp heykeli yere seren Kaya ise, Allanın, (semâdan indireceği Kitapla) Ahir zamanda göndereceği bir Peygamberdir ki, o, hepsini ufaltacak, emir, onun olacak, ona, varıp dayanacaktır!” dediler.

Danyal Aleyhisselâmın Buhtunnassar Katında Yüksek Bir İtibar Kazanışı: 

Danyal Aleyhisselâm; Buhtunnassar’ın rü’yâsını, haber verdiği ve yorduğu zaman, Buhtunnassar, ona ve onun arkadaşlarına, çok ikram etti.

Danyal Aleyhiselâmı, sık sık, huzuruna kabul eder, yapacağı işleri, ona ve onun arkadaşlarına danışırdı.

Danyal Aleyhisselâmı, üstün mevkilere getirdi.

Danyal Aleyhisselâm, Buhtunnassar’ın yanında, insanların en şereflisi ve en sevgilisi olmuştu.

Danyal Aleyhisselâm’ın Buhtunnassar’dan Sonraki Durumu: 

Rivayete göre: Buhtunnassar’la ondan daha üstün olan Büyük kral Lührasp öldükten sonra, yerine, Beştasp b.Lührasp geçmişti.

Beştasp; Şam ülkesinin harap bir halde bulunduğunu, Filistin toprağında vahşî, yırtıcı hayvanların çoğaldığını ve orada, insanlardan hiç kimse kalmadığını işitince:

“Babil toprağında bulunan İsrail oğullarından, Şam’a dönmek isteyen kimseler, dönsün!” diye nida ettirmiş, Dâvud oğulları Hanedanından bir Zâtı da, onların üzerine kral yaparak kendisine, Beytülmakdis’i imâr etmesini ve Beytülmakdis Mescid’ini yapmasını emretmişti.

Diğer rivayete göre;

İran hükümdarı Behmen, Babil Valisi Ahşu Yereş’e yazı yazarak, İsrail oğullarına yumuşak davranmasını, kendilerinin, istedikleri yerlere gönderilmelerine, memleketlerine dönmelerine müsâade edilmesini ve kendilerinin seçecekleri kimseyi, başlarına koymasını emretmişti.

Danyal Aleyhisselâm’la Hananya, Azarya ve Mişayel, Beytülmakdis’e gitmek için Ahşu Yereş’ten izin istemiş idiyseler de, izin vermeye yanaşmamış ve:

“Benim yanımda, sizin gibi, bin Peygamber bulunsa, ben, sağ oldukça, onlardan, bir tanesini bile, yanımdan ayırmam” demiş, Danyal Aleyhisselâmı, Devletin Kadılık işleriyle birlikte kendisinin her işini yürütmeye memur etmişti.

Hattâ, Buhtunnassar’ın, Beytülmakdis’ten aldığı, hazinelerde saklanan her şeyin çıkarılıp Beytülmakdis’i iade edilmesini ve Büytalmakdis’in, onunla, yeniden yapılmasını da, ona, emretmiş ve yapılmıştı.

Enbiya Suretlerinin Danyal Aleyhisselâm Tarafından İpek Kumaşlara Çizilişi: 

Adem Aleyhisselâm, çocuklarından gelecek Peygamberleri görmeyi, Rabbinden, dilemiş, Yüce Allah da, onların suretlerini, Cennet ipeklerinden kumaşlara, onun için çıkarttırıp kendisine indirmişti.

Bunlar; Adem Aleyhisselâmın, güneşin battığı yerdeki Mahzeninde saklı bulunuyordu.

Zülkarneyn Aleyhisselâm, onu, ele geçirdi

Adem Aleyhisselâmın Mahzeninden çıkarıp Danyal Aleyhisselâma verdi.

Danyal Aleyhisselâm da, onlara göre, bu sûretleri, ipek kumaşlara çizdi.

Danyal Aleyhisselâmın çizmiş olduğu bu suretler, Zülkarneyn Aleyhisselâmın ele geçirdiği suretlerin aynı idi.

Zülkarneyn Aleyhisselâm tarafından verilen suretlere göre Danyal Aleyhisselâmın ipek kumaşlar üzerine çizmiş olduğu, Adem Aleyhisselâmdan, Muhammed Aleyhisselâma kadar olan bazı Peygamberlerin suretleri, kraldan krala -tevarüs sûreti ile- geçerek Kayser Herakliüse kadar gelip erişmiş, o da, onları, Sandığından birer birer çıkarıp Hz. Ebû Bekr’in Elçilerine göstermişti.

Danyal Aleyhisselâmın Vefatı, Cesedi Ve Kabri: 

Danyal Aleyhiselâm, bir müddet, Bâbil’de oturdu.

Bâbil’den ayrıldıktan sonra, Huzistan’ın Sus nahiyesinde kaldı. Orada, vefat etti. Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selâm olsun!

Kendisinin cesedi kabri Sus’tadır.

Yüce Allah; Hz. Ömer’in Halifeliği zamanında Sus şehrini, Ebû Mûsâ El Eş’arî’nin eliyle fethetti.

Ebû Mûsâ, Sus kralı Sabur’u, öldürdü.

Sus şehrini, kuşattı.

Şehirde bulunan şeyleri, Sabur’un mal ve mülklerini ganimet olarak aldı.

Mal depolarını, dolaşıp onların içinde bulunanları, alırken, bir meydanda, kilitli bir depoya rastladı ki, deponun kilidi, kalayla mühürlenmişti.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

“Bu depoda ne vardır?

Ben, onun kilidinin de, kalayla mühürlenmiş olduğunu görüyorum.” dedi.

Sus halkı:

“Ey Emîr! Onun içinde, sana yarayacak bir şey yoktur!” dediler.

Ebû Mûsâ:

“Onun içinde ne olduğunu, muhakkak, benim, bilmem lâzım!

Deponun kapısını açınız da, içinde ne vardır bir bakayım?” dedi.

Kilidi, kırdılar ve kapıyı açtılar.

Ebû Mûsâ, depoya girip bakınca:

Uzun, havuz gibi oyulmuş bir taş ve içinde de, altın sırma ile dokunmuş bir kefenle kefenlenmiş, başı açık, ölü bir adam gördü!

Ebû Musa da, yanında bulunanlar da, ölü zatın boyunun uzunluğuna hayrette kaldılar.

Sonra, onlar, onun burnunu, karışladılar.

Bir karıştan fazla olduğunu gördüler.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

“Yazıklar olsun size! Kim bu adam?” diye sordu.

Sus halkı:

“Bu adam, Iraklıdır.”

Irak halkı, yağmurları kesildiği zaman, bununla, tevessül eder, yağmurla sulanmak isterler, yağmurla sulanırlarmış!

Iraklıların kuraklığa uğramadıkları sırada, biz, yağmursuzluktan, kuraklığa uğramışız.

Iraklılara adam salıp onu vesile kılarak yağmur dileyelim diye bize, onu, yollamalarını, istemişiz.

Iraklılar, göndermeye yanaşmayınca, yanlarında elli adam rehin bırakıp bunu, beldemize getirmiş, kendisine tevessül ederek yağmur dilemiş, yağmurla sulanmışız.

Kendisini, Iraklılara iade etmemek görüşüne varmışız.

Kendisi de, ölüm döşeğine düşünceye kadar yanımızda oturmuş ve vefat etmiş.

İşte, onun kıssası ve hali, böyle imiş.” dediler.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus’ta bir müddet oturdu.

Hz. Ömer’e bir yazı yazıp Sus şehrinden, Allah’ın, kendilerine nasip ettiği şeyleri haber verdi ve ölü zâtın işini de, yazısında, yazdı.

Yazı, varıp Hz. Ömer, onu, okuyunca, Ashabın Ulularını, yanına çağırdı.

Onlara, ölü zat hakkında bir bilgileri olup olmadığını sordu.

Onlardan hiç birinde, onun hakkında bir bilgi bulamadı.

Ancak, Hz. Ali:

“Bu Zat, Danyal Hakîmdir.

Kendisi, Resul olmayan bir Nebîdir.

Eski zamanda, Buhtunnassar’ın ve ondan sonraki krallardan bazısının yanında bulunmuştu.” dedi ve onun, başından sonuna ve vefatına kadar kıssasını anlattıktan sonra:

“Sahibine (Ebû Musa’ya) yaz! Onun üzerine, cenaze namazını kılmasını ve onu, Sus’luların erişemeyecekleri bir yere gömmesini, kendisine, emret!” dedi.

Hz. Ömer, bunu, Ebû Musa’ya yazdı.

Yazısında:

“Onu, beyaz Kabatî bezinden kefene sar, ve kefene, koku sür.

Üzerine, cenaze namazı kıl.

Sonra, onu, Peygamberlerin gömüldüğü gibi, göm!

Malına, bak. Onu, Müslümanların Beytülmaline koy!” dedi.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus ırmağının yolunu, başka bir yola çevirip akıtmalarını, Sus halkına emretti.

Sonra, Danyal Aleyhisselâmın üzerinde bulunan kefenden başka bir kefene sarılmasını, emretti.

Sonra, yanında bulunan Müslümanlarla birlikte onun cenaze namazını kıldı. Suyu çekilen ırmak yatağının ortasına kabrini kazdırıp, kendisini gömdürdükten sonra, ırmağı eski yoluna çevirterek onun üzerinden akıttı.